Bir Ay Masalı İncelemesi

Bir Ay Masalı (Orijinal adıyla Over the Moon), aslında bugüne kadar haberdar olduğum bir yapım değildi. İstanbul’daki reklam panolarında afişlerini gördükten kısa süre sonra, çok sevdiğim başka bir animasyon olan Kubo and the Two Strings’e benzeterek bunu kesinlikle izlemeliyim moduna girdim. Açıkçası bu kadar hızlı olacağını beklemiyordum ama aynı gün içinde Netflix’in sunduğu ön izleme sayesinde filmi izleyebildim. Yazının çıkış hikayesini neden yazdım bilmiyorum ama daha fazla uzatmadan, büyük bir beklentiyle izlediğim Netflix/Pearl Studio Yapımı olan animasyon Bir Ay Masalı’nı nasıl bulduğuma geçelim.

Hikaye

Masalların küçük çocukların hayal güçlerinin oluşmasındaki yerinin hep büyük olduğunu düşünürüm. Bir Ay Masalı’nın çıkış noktası da tam olarak burada, inanmanın her şey olduğu kısımda başlıyor. Annesinden Ay Tanrıçasının masallarını dinleyerek büyüyen Fei Fei, büyüdüğünde de bu masallara olan inancını kaybetmiyor. Babasına Ay Tanrıçasının gerçek olduğunu kanıtlamak için bir roket yapıyor ve uzun soluklu bir maceraya atılıyor. Animasyon Çin mitolojisinde bolca yeri olan Chang (-ki Çin’in Ay Keşif Programı ismini buradan alır) ve Hou Yi’nin aşkından büyük ölçüde yararlanmış. Bu noktada efsanenin animasyonda yer alışını ve ana hikayede aktif oluşunu çok beğenmeme rağmen filmle ilgili en büyük sorunum da burada. Animasyondaki izleyici keyifli vakit geçirsin diye sunulan sahneler o kadar ağır basmış ki, hikayenin duygularımıza oynayacağı bölümleri arkada bırakmış. Bu yüzden Willoughby Ailesi, Klaus gibi diğer Netflix animasyonlarının gerisinde kalmış.

Karakterler

Konu itibariyle baktığımızda, karakterlerin animasyondaki yerinin çok güçlü olmasını beklersiniz. Çünkü arkasında ilgi çekici bir mitoloji, güzel bir aile portresi, sevimli bir kahraman var. Ancak animasyon ana karakterin dışındaki hiçbir karakterin iç dünyasıyla ilgilenmiyor. Ana karakter ise animasyon boyunca büyüyen bir karakter belki ama o yukarıda bahsettiğim senaryodaki eğlence odaklı bölümlerin etkisiyle bu zamanlar çok hızlı atlanıyor. Kahramanın gözünden bir macera olarak baktığınızda ortada bir serüven var ama o kahramanın iç çatışmalarına çok tanık olamıyorsunuz. Bu yüzden Bir Ay Masalı’nın en zayıf noktası karakterlerindeki yüzeysellik oluyor.

Animasyon

Artık günümüzdeki teknolojiyle birlikte ben animasyonların belli bir standardı yakaladığını düşünüyorum. Bir Ay Masalı da bu standardın gerisinde değil. Karakter modellemeleri (etkileşime geçilmeyen karakterler hariç), çevre ve ambiyans, animasyonlar oldukça yerinde. İkinci bölümdeki modelleme tercihlerini çok beğenmedim ancak bu daha çok kişisel tercihle alakalı. Aslında bana 2015 Dreamworks yapımı Rihanna’lı Home animasyonunu hatırlatmadı değil. Ancak Bir Ay Masalı’nın aksine, o animasyondaki modellemeleri oldukça beğenmiştim. Kısacası karşımızda bir animasyon şaheseri yok belki ama göze kalitesiz gelecek hiçbir sahne de yok. O yüzden animasyon çizimleri sizin için önemli bir kriterse, izlememeniz için hiçbir sakınca yok.

Müzik

Animasyonlarda en sevdiğim tür sanırım Müzikal olabilir. İzlerken enerjimi ikiye katlıyor desem yalan olmaz. Bir Ay Masalı’nın belki de en güçlü olduğu yanı da müzikal yanı. Animasyonun birçok bölümü müzikalden oluşuyor ve aralarında hem akılda kalıcı hem de ilham verici parçalar da var. O yüzden müzikal sever biriyseniz sizi fazlasıyla tatmin edecektir. Değinmek istediğim bir diğer nokta da Türkçe dublajın ön izlemeye dahil olup olmadığı. Ön izlemede Türkçe dublaj vardı ve animasyonu dublajlı olarak izledim. Birkaç parçayı orijinal diliyle karşılaştırdığımda vokal kısmı bazen Türkçe dublajda (Evet, müziklerin de dublajı var) öne çıkmış, bazen orijinal dilde. Yerelleştirmesi ve ses kalitesi oldukça iyi diyebilirim. Yani dileyenler gönül rahatlığıyla Türkçe dublaj olarak da izleyebilir.

Sonuç

Yine en büyük sorunun cevaplandığı bölüme geldik. Açıkçası filmleri değerlendirirken başarılı olduğu konular kadar, filmden aldığım keyfe de bakan biriyim. Bence ikisi de ayrı ayrı önemli. Bir Ay Masalı’nı senaryo ve karakterlerinden dolayı her ne kadar eleştirebiliyor olsam da filmi izlerken oldukça eğlendim. Özellikle müzikal bölümlerini çok sevdiğimi söyleyebilirim. Aslına bakarsanız tam olarak ailenizle bir hafta sonu kahvaltısında izleyebileceğiniz tarzda bir film olmuş. O yüzden izlemeli miyim diye düşünüyorsanız, evet. derim. Ancak Oscar adayı olur mu acaba diyorsanız, muhtemelen hayır.

2020 yılında izlemeniz gereken diğer animasyon film önerilerimiz için burayı, bizi sosyal medyada takip etmek için Twitter ve Instagram hesaplarımızı ziyaret edebilirsin.