BelgeselOyun

High Score Oyun Tarihinin Tanrıları

Oyunlardaki Şiddet

Street Fighter

1987’de ilk çıkışını arcade salonlarında yapan Street Fighter pekte önemsenen bir oyun olmamıştı. Sadece iki karaktere ve oldukça az bölüme sahip olan oyun basit bir dövüş oyunu kafasından kurtulamamıştı ta ki Akira Nishitani gelene kadar. Street Fighter 2 için çalışmalara başlayan Nishitani, tüm dünyaya satacak bir oyun yapmak istiyordu. Bu yüzden de oyuna dünyayı ekledi. Hong Kong pazarı, Thai tapınakları ve Japon pagodası gibi çeşitli milletlerin sembollerini oyuna yansıtma kararı aldı. Ama oyun için daha önemli şeyleri de es geçmedi bu süreçte. İlk oyundaki basit karakterleri daha da ilgi çekici hale getirmek için ellerinden geldiği şekilde abarttılar ve bunu yeni karakterlere de uyguladılar. Tabi bunun için Nishitani’nin yardım alması gerekti. Akira Yasuda, herkese hitap edecek ve toplumun her kesimini sevebileceği karakter yaratmaya başladı. ABD hava kuvvetleri askeri, esneyebilen ve ateş üfleyen bir yogi, Chun-Li isimli kung-fu ustası ve interpol ajanı olan bir kadın dövüşçü sadece birer örnekti.

street High Score Oyun Tarihinin Tanrıları
High Score / Street Fighter 2

O zamana kadar oyunlardaki kadın karakterler kurtarılmayı bekleyen prenseslerden öteye gidememişti ama Chun-Li ile kendi macerasını yaşayan ve idealleri için yumruklarını kullanan bir karakter ortaya atıldı. Yasuda’nın her karakterinin kendine has bir noktası vardı ve bunu dövüşlerde kullanıyorlardı. Önceden ayarlanmış hareketleri kullanan yapay zeka yerine gerçek bireylerle yanyana dövüştüğünüz oyun tüm zamanların en çok satan dövüş oyunu oldu ve oyunlardaki şiddetin kapılarını araladı.

Mortal Kombat

Street Fighter 2’den etkilenen oyun grafik tasarımcısı John Tobias ise kendi dövüş oyununu yapmak istiyordu. Bir Street Fighter klonu yapmak yerine kendi inandığı değerler üzerinden yeni bir oyun yapmaya kalkan Tobias hala dövüş oyunu denince akla gelen isimlerden biri olan Mortal Kombat’ın temellerini Chicago’daki Midwayde attı. Uzak doğu dövüş filmlerine kafayı takan Tobias, Bruce Lee’nin Enter the Dragon filminden çok etkilenmiş ve ayakları daha yerlere basan gerçekçi bir oyun yapma konusunda karar kılmıştı. Street Fighter’ın çizgi filmsi grafiklerini geride bırakacak gerçek insanların modellendiği grafiklere geçecekti. Çalışmalara başlayan Tobias grafik sorununu çözdükten sonra oyunun yetişkinlere hitap etmesi için Fatality sistemini geliştirdi. Doğru tuş kombinasyonlarını bulan oyuncular, rakiplerine daha vahşi bir ölüm sunabiliyorlardı. Kopan uzuvlar, canlı canlı yanmalar ve bolca kalp sökme içeren Fatalityler oyun çıktığında epey bir ses getirmişti.

mortal High Score Oyun Tarihinin Tanrıları
High Score / Mortal Kombat

Id Software

Gamer’s Edge adındaki abonelik sistemine dayalı şekilde oyun yapmaya başlayan John Romero bütün pc oyunculuğunu değiştirecek şeylerin temelini atmak üzereydi. Her ay içinde ne olduğunu pek bilmediğiniz ya da bunu seçemediğiniz kasetler aldığınız sistem Romero’yu rahatsız ediyordu, o herkesin almak isteyeceği türde bir oyun yapmak istiyordu. Her ay abonelere yeni oyunlar sunmaya çalışan Romero bir diğer yazılımcı olan Carmack ile tanıştıktan sonra çılgınca projelere girdiler. Çalışma saatleri dışında bile kod yazmaya devam eden ikili bir gece sadece zevkine Nintendo’nun yazılımını tersine mühendislikle kırarak bilgisayarlara side scroll’u getirdiler. O dönemdeki 2D oyunlarda karakter hareket ettikçe harita ilerlerdi fakat bilgisayarlar oyunun hızına yetişemediği için bu durum bilgisayarlar için farklıydı. Haritayı bir resimmiş gibi yükledikten sonra karakter haritanın sonuna gidene kadar kalan kısım gelmezdi ve haritayı bitirince yenisi yüklenirdi. Bu da oyun deneyimini yavaşlatıyordu. Tek gecede bunu bilgisayara adapte eden Carmack daha önceleri kimsenin başaramadığı şeyi yapmıştı. Bunu gören Romero ve Carmack Gamer’s Edge’den ayrılıp kendi firmaları olan Id Software’i kurdular.

Wolfenstein 3D, DOOM ve Multiplayer Oyunlar

2 boyutlu grafiklerin arkasında sıkışan oyunlar ikiliyi tatmin etmemeye başlayınca daha büyük düşünmeye başladılar. Üç boyutlu poligonal grafikler ve birinci şahıs kamerası içeren, vahşi ve eğlenceli bir oyun yapma girişimine giren ikili 1992 yılında Wolfenstein 3D ile oyun dünyasını sarstı. Daha önceleri görülmemiş bir şeyi dönemin en kötü oyun aracında başarmışlardı.

Tom Cruise’un bir filmdeki repliğinden ismini alan DOOM oyununu geliştirmeye başlayan ikilinin aklında daha ilginç şeyler vardı. Daha karanlık atmosfer, daha kanlı bölüm tasarımları ve şeytanlar. Oyunu daha geliştirmeye bile başlamadan yine dönemin oyun dünyasıyla zıt düşerek oyunun basın bültenini yayınlayan Romero inanılmaz bir geri dönüş almıştı. Dünyanın her yerinden insanlar oyunu oynamak için can atıyorlardı. Romero ve Carmack iş bölümü yaparak oyunu hızlandırmak istiyordu. Romero ve ekibi oyunun tasarımını yaparken Carmack ise yine bir ilke imza atma peşindeydi. Multiplayer bir bölüm yapmak. Dünyanın her yerinden insanın birbirleriyle ölümüne çarpışacağı Deathmatch doğuyordu. İnanılmaz bir başarı yakalayan DOOM güzel satış rakamları yakaladı ve Multiplayer oyunculuğunu temelden bir değişime sürükledi. 2009 yılında ZeniMax tarafından satın alınan firma Bethesda ile güçlerini birleştirerek tarihi serileri yeniden hayata getirmişlerdir.

Önceki sayfa 1 2 3 4

Düşüncelerini bizimle paylaş! ✍️

Başa dön tuşu