The Lion King (Aslan Kral) İncelemesi

Kimimizin çocukluğunun kimimizinse gençliğinin filmi olan Lion King, günümüz teknolojisinden yararlanılarak oluşturulmuş yeniden uyarlamasıyla yeniden beyaz perde ile buluştu. Bizler de soluğu hemen sinemada alıp bu Disney klasiğinin yeniden yorumlanmış halini sizler için inceledik.

Filmin Hikayesi

1994 yapımlı Lion King, Disney’in unutulmaz filmlerinden. Döneminde çok sevilmesinin yanı sıra ilerleyen yıllarda da çocukların favori filmlerinden biri olmaya devam etti ve popülerliğini sürdürdü. Gelişen teknolojiyle birlikte, gerçek oyuncularla hareket yakalama tekniği kullanarak uyarlanan Lion King daha vizyona girmeden bile bizleri heyecanlandırmayı başarmıştı. Şimdi filmi izledik ve bizde uyandırdığı yeni hisleri de konuşma zamanı.

Filmin konusunda neredeyse hiçbir değişiklik yapılmamış. Küçük Simba’nın büyüme ve hayatı öğrenme hikayesi babasının önderliğinde şekilleniyor.

1994 versiyonunda olduğu gibi Scar’ın sürüye ve kardeşine kişisel hırsları için ihanet etmesiyle Simba ailesinden kopup kendine Aslan Kral olmaktan çok uzak bir hayat kuruyor. Simba babasının ölümünü ve ailesinden uzaklaşmasının acısını atlatmak için yeni ortamına kendini adasa da doğanın kanunları gereği farklılığı sorunlara sebep oluyor ve bazen kendini yalnız hissediyor. Arkasında bıraktığı sürüdeki aslanlar ise yalnız değiller ancak Scar’ın zorba yönetiminden bir hayli mutsuzlar.

Simba tarafında da sürü hayatında da kötü giden her şeyin çözülmesi ve doğruların açığa çıkması yine Simba’nın babasını hatırlaması sayesinde oluyor. Simba’nın içindeki cesareti bulması ve babasına verdiği sözü tutması için ona diğer karakterler yardımcı oluyor. Rafiki’nin bilgeliği, Nala’nın arkadaşlığı ve kendisinden farklı olan dostlarının farkındalık yaratmasıyla Simba ait olduğu yeri hatırlayıp sorumluluğu üstleniyor. Film klasik kötü adamın kendi kendini bitirmesiyle son buluyor ve Mufasa’yı kaybetmenin hüznü asla geçmese de sürü olabildiğince huzurlu şekilde eski günlerdeki gibi yaşamaya başlıyor.

Uyarlama

Filmin uyarlama yönüne değinecek olursak hikaye akışında sırtlanlarla işbirliği yapılmasından sahne geçişlerine varana kadar çoğu şeye sadık kalınmış. Simba’nın kral varisi ilan edildiği sahnede bu çok doğru bir tercih gibi görünüyor çünkü Lion King’le özdeşleşmiş olan bu anın değiştirilmesi pek hoş karşılanmazdı. Yine de filme doğrudan etki etmeyen birçok ayrıntının da aynı kalması gerekli miydi tartışılır.

Seslendirme ve Müzikler

Bir başka konuysa müzikler. Filmin en akılda kalan şarkısı tabii ki de “Circle Of Life”. İlk sahne unutulmazlığını bu şarkıya borçlu diyebiliriz. Diğer şarkıların da bazıları uyarlamada yer almış. Nostalji yaşatma açısından güçlü bir şekilde filme yansıyan müzikler gayet başarılıydı bu konuda. Salonu dolduranlar her ne kadar çoğunlukla yetişkin olsa da karakterlerin sık sık şarkı söylemesi nihayetinde bunun bir çocuk filmi olduğunu hatırlattı.

Müzik ve şarkı seçiminden ayrı olarak İngilizce seslendirmeleri çok da başarılı değildi. Animasyonun zaman zaman çok gerçekçi olması bir belgeseldeki hayvanları insanlar seslendiriyor gibi hissettirmiş de olabilir çünkü başka animasyonlarda böyle düşünmemiştim. Yine de Timon ve Pumbaa’nın karakterleriyle çok uyumlu sesleri olduğunu söylemeliyim.

Filmin animasyonlarıyla ilgili söylenecek ilk şey küçük Simba’nın çok tatlı bir aslan yavrusu olduğu. Sanki bir yavru aslan izliyor gibi hissettirdi her sahnede. Diğer hayvan çizimleri de oldukça başarılıydı. Gerçek birer hayvan gibi çizilmişler ve surat ifadeleri, hayvanlara özgü jestler çok güzel şekilde yansımış ekrana. Ses efektlerinin de yerinde kullanılmasıyla belgesel tadında sahneler elde etmişler.

Karakterler

Filmin hikayesinin yanında karakterlerin de ayrıntılı işlenmiş olduğunu görüyoruz. Bu yüzden hepsinin incelemeye değer olduğunu düşündük:

Mufasa

Liderliğini herkesin sevdiği tüm hayvanlarla uyum içinde yaşamaya çalışan doğaya saygılı bir aslan. Oğlunun da kendisi gibi başarılı olması için elinden geleni yapıyor. Kısa hayatı izin vermese de ailesini her zaman koruyan lider klasik bir önder baba figürü.

Simba

Mufasa’nın oğlu olması sebebiyle gelecekte sürüyü yönetecek olmanın sorumluluğunu küçük yaşından itibaren hissediyor. Babasına çok düşkün olmasına rağmen kendini kanıtlamak için onun sözünden çıktığı çok oluyor. Bu hassasiyeti onun kendini suçlayıp yıllarca ailesinden ayrı yaşamasına sebep olsa da sonunda kendini bulması yine babasına duyduğu sevgi sayesinde oluyor.

Scar

Kardeşinin liderliğinin kendisinde uyandırdığı kıskançlık iyiliğini kaybetmesine sebep olmuş. Öyle ki kral olabilmek için yavru veya kardeşi olduğuna bakmaksızın her yakınını tehlikeye atabilecek durumda. Yaptığı kötülüklerle anacına ulaşsa da yine yanlış tercihleri ve bulunduğu taraf sonu oluyor.

Nala

Simba’nın bebekliğinden beri arkadaşı olan güçlü ve cesaretli bir diğer aslan. Çocukluğundan itibaren gelecekte kraliçe olması bekleniyor. Cesareti sayesinde sürüyü yıllardır süregelen sefaletten kurtaran öncülerden biri ve yeni kraliçe olan Nala ormandaki herkesin de sevdiği bir aslan.

Rafiki

Filmdeki bilge karakter olarak görüyoruz Rafiki’yi. Oldukça akıllı ve yaşadığı ormana saygı gösteren aynı zamanda saygı gören bir karakter. Tıpkı Nala gibi Scar’dan kurtulmakta önderlik edenlerden biri. Hikayedeki yeri bu yüzden çok önemli. Ayrıca Simba’yı ve gelecek kralları ormandakilere tanıtmasından tüm hayvanlar arasında bir nevi elçi görevi üstlendiğini de söyleyebiliriz.

Zazu

Rafiki’den ve ormandan haberleri toplayıp krala ileten ve her şeyi gözetleyen geveze boynuzgaga. Hızlıca iletişim kurmalarını sağlaması ve yavrulara göz kulak olması sebebiyle ormandakilerin ihtiyaç duyduğu bir başka karakter.

Sarabi

Çok göz önünde olmayan bir karakter olsa da belli sahnelerde Scar’a karşı sergilediği tavırla sürünün geri kalanını koruduğunu görüyoruz. Ailesini kaybetmiş olsa da kalan aslanlar için her zaman mücadele etmeye devam ediyor.

Pumbaa ve Timon

Bu iki karakteri ayrı tutmak istemedim çünkü film boyunca ayrı düşmediler. Çok çeşitli hayvanlardan oluşan ormanlarında mutlu yaşayan ekip Simba’ya ev sahipliği yaparak onun vahşi doğaya yenilmesini önlüyor. Aynı zamanda çok neşeli ve vurdumduymaz görünseler de zor durumlarda dostlarına yardım edecek kadar da vefalılar.

Sırtlanlar

Filmdeki en kötü karakterler olarak görüyoruz sırtlanları. Doğaları gereği sürekli karmaşa yaratan sırtlanlar filmde de kahkaha atarak av peşinde koşuyorlar. Çok akıllı olmasalar da çıkarları için Scar’la işbirliği içinde ormanda uzun süre hüküm sürüyorlar. Ancak işler kötüye gittiğinde Scar’ı bir saniye bile düşünmeden öldürecek kadar da güvenilmezler.

Lion King bir zamanın çocuklarının, şimdinin yetişkinlerinin filmi desek de anlattığı hikaye hala çocukların da gitmesi gereken bir film olduğunu gösteriyor. Şiddet ve kavga sahnelerinde birçok animasyondan daha dikkatli davranılması da her yaş grubu tarafından izlenmesine olanak sağlıyor. Bizlere nostalji, çocuklara da sevgi ve umut aşılayan Lion King’e ailesiyle giden herkes eğlenceli vakit geçirebilir.