2019 yılının en çok beklenen filmlerinden biri olan Joker nihayet vizyona girdi. Festivallerde ödüle ve alkışa doymayan filmi ben de 4 Ekim tarihi itibariyle izledim. Gelin filmi beraber sürprizbozan (spoiler) içermeyen bir şekilde inceleyelim:
Hikaye
Film; Arthur Fleck adındaki mutsuz ve akıl sağlığı sorunları olan bir adamın değer görmediği, sürekli kötüye giden iğrenç bir toplumda başarılı bir komedyen olmaya çalışmasını fakat bu süreçte başına gelen olaylar ve toplumun ona bakışı yüzünden akıl sağlının gittikçe daha da kötüleşmesiyle Joker’e dönüşmesini anlatıyor.
Filmin yönetmeni Todd Philips‘in film vizyona girmeden yaptığı “İnsanları sinirlendirecek ama çizgi romanlardan hiçbir şeyi takip etmedik. Sadece Joker gibi bir adamın nasıl bu hale dönüşmüş olabileceğini düşünerek hikayenin kendimize ait versiyonunu yazdık, benim için ilginç olan kısım da buydu.” açıklaması aslında filmi çok güzel özetliyor. Film, yönetmenin söylediği gibi ilerliyor ve son buluyor. Karakterin bu dönüşümünü izlemekse atmosferin de etkisiyle hikayeyi neredeyse bir korku filmi kadar korkunç ama bir o kadar da sürükleyici kılıyor.
Joker ve Diğer Karakterler
Belki de herkesin en merak ettiği şey filmde nasıl bir Joker karakterinin olduğu. Öncelikle şunu söylemeliyim ki bu karakter bildiğimiz Joker karakterine pek yakın değil. Üstte bahsettiğim gibi film bir adam nasıl Joker‘e dönüşebilir hikayesini işlediği ve bunu gerçekçi bir biçimde yaptığı için çizgi roman veya başka yerlerde gördüğümüz Joker’e pek benzemiyor ama şunu da söylemek gerekiyor ki çizgi romanlarda da tek bir Joker karakterizasyonu yok. Ben burada yansıtılan Joker’i beğendim. Joaquin Phoenix karakteri hakkıyla taşıyor ve muhteşem bir oyunculuk sergiliyor. Filmi izlerken kahkahasından bir hayli rahatsız oluyorsunuz. Oyuncu, karakterin deliliğini ve hastalığını izleyiciye geçirmeyi çok iyi başarıyor.
Yan karakterler konusundaysa film zayıf kalıyor. Neredeyse dişe dokunur hiçbir yan karakterimiz yok. Tabi film Joker’in hikayesi olunca da bu beni pek üzmedi. İki saat boyunca Joaquin Phoenix‘i izlemek benim için gayet tatmin ediciydi. Zazie Beetz filmde çok az ve karakterinin rolü de pek büyük değil. Robert De Niro ise filmde Arthur’un idolü olarak tanımlayabileceğim bir karakteri canlandırıyor. Onu da çok fazla görmediğimizi söyleyebilirim.
Yönetmenlik
Todd Philips’in yönetmenlikte güzel bir iş çıkardığını net bir şekilde söyleyebilirim. Kendisi filmde harika bir Gotham yaratmış. Filmi izlerken yozlaşmış ve her yanıyla kötülük dolu bu Gotham’ın bir parçası olmayı kesinlikle istemiyorsunuz. Görsel olarak yine harika bir iş çıkaran yönetmen, muhteşem bir sinematografiyle sizi filmin içine çekiyor.
Ses ve Müzik
Gelelim filmin en sevdiğim kısmı olan ses ve müziklere. Filmde muhteşem bir ses ve müzik kullanımı var. Her anında sesler sizi filmin içine çekiyor, geriyor ve korkutuyor. Bu sesler daha önce Chernobyl ve Sicario: Day of the Soldado’da çalışan Hildur Guðnadóttir‘in müzikleriyle birleşince ortaya muazzam bir iş çıkıyor. Filmde Hildur Guðnadóttir’in bestelediği müzikler haricinde fragmanda da kullanılan bazı şarkılar bulunuyor.
Sonuç
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Joker iyi bir film. Yazının genelinden de anlayabileceğiniz üzere ben de filmi bir hayli beğendim. Joker karakteri söylediğim gibi tanıdığımız Joker’e pek yakın değil ama filmin de bize öyle bir karakter verme amacı olmadığı için ben bu noktaya pek takılmadım. Günümüzün CGI festivali filmlerinin yanında Joker gibi güzel bir film izlemekse beni bir hayli tatmin etti.
Joker İncelemesi
Hikaye - 8
Oyunculuk - 9
Anlatı - 8
Yönetmenlik - 9
Karakterler - 8
Müzik ve Ses Miksajı - 10
Teknik Başarı - 8
8.6
Sinemada izleyin!
Mümkünse ses ve görüntü kalitesi iyi bir sinemada izleyin.
