The Witcher 2. Sezon İncelemesi

The Witcher 2. Sezon Spoilerlı İnceleme

Spoilerlı kısmın daha girişinde sezonun sonu hakkında konuşmak biraz tuhaf farkındayım ama yapılan değişiklik aşırı ilgincime gitti. Normalde son kitabın ters köşelerinden biridir Nilfgaard İmparatoru’nun Ciri’nin babası çıkması. Son kitabın sonlarında açıklanan bu durumu dizinin bu kadar erken kısımlarında açıklamalarındaki nedeni pek anlayamadım. Bu tuhaf başlangıcımdan sonra dizinin normal akışına dönecek olursak ilk bölümde de ilk sezon da yaptıkları gibi kitaplardaki kısa hikayelerden birini kullanmaları hoşuma gitti. Dizinin yapımcısı olan Lauren Hissrich daha önce yaptığı bir röportajda kısa hikayeleri daha fazla kullanmayacaklarını belirtmişti. Şahsi düşüncem bu ilk bölümde yaptıkları gibi diğer sezonlarda da kısa hikayelerden bir tanesini ana hikayeye yedirirlerse güzel bir tat olur.

Güzel ve Çirkin’in bir parodi hikayesi olan bu kısa hikayenin seçilip Ciri’nin farklı olduğu için kendisinin bir canavar olup olmadığını sorgulaması üzerinden ana hikayeye bağlamaları ortaya çok hoş bir iş çıkarmış. Tabii bunda Kristofer Hivju’nun canlandırdığı Nivellen karakterinin de etkisi büyük. Tamamen özel efekt ve makyajlarla tasarlanmış bir suratla karakteri bu kadar güzel verebilmek ne kadarı oyuncunun ne kadarı  özel efekt ekibinin işidir bilemiyorum ama yine de Nivellen karakterinin çok güzel aktarıldığını düşünüyorum.

Tabii bu yan hikaye tadında bölüm bitince sezonun asıl konularından biri başlıyor. Ciri’nin eğitimi. Ve eğitiminin ilk durağı Witcher’ların yuvası olan Kaer Morhen oluyor. Kaer Morhen dizi boyunca gösterilen en etkili mekanlardan biri olmuş.Buraya sözde meditasyon ve dinlenmek için gelmiş olan diğer witcherlar ise genel olarak iyi yansıtılmış. Sivri dilli Lambert’tan daha ılımlı ve cana yakın olan Coen’e, Geralt’ın Ciri’yi yanına almasını her açıdan aptalca bulmasına rağmen Kaer Morhen’e gelen her yetim çocuğa kucak açtığı gibi Ciri’ye de kucak açan Vesemir’e kadar Witcher’lar hem canlandıran oyuncular tarafından hem de yazarlar tarafından iyi resmedilmiş. Tabii biri hariç. Eskel. Eskel’in hikayedeki yerini hiç anlayamadım. Bir sahnede Geralt’la can ciğer dost olup sarılırken diğer bir sahnede sebepsiz yere Geralt’a saldırıyor. Geralt’la aynı nesil olup aynı eğitimlerden sağ çıkmış olmasına rağmen Leshy gibi bir tehlikeli yaratıktan aldığı yarayla ilgili bir terslik olduğunu bilmesine rağmen kimseye açıklamayıp kendi baş etmeye çalışıyor. Baş etme şekli de bir Witcher gibi gerekli otları tüketip meditasyon yapmak yerine Kaer Morhen’e fahişeler çağırıp onlarla yatmak. İki sezondur Geralt’ı izliyoruz ve işinde ne kadar dikkatli olduğu ortada. Vesemir’den aynı eğitimleri almış başka bir Witcher’ın bu kadar savruk olup bu kadar süre hayatta kalmış olabilmesi şaşırtıcı. Tabii bu olaylardan dolayı Geralt ve ustası Vesemir’in birlikte küçük bir aksiyon sahnesini görmüş olduk. Değdi mi? Hayır.

Hikayenin devamında işlenen Ciri’nin eğitim kısımları ise beni hayal kırıklığına uğratan kısımlardan oldu. 1 bölüm boyunca samandan adama karşı tahta kılıcıyla aynı hareketi yaptırırlarken herhalde küçük bir kız olarak gördüklerinden fazla zorlamak istemiyorlar gibi düşünmüştüm. Nitekim de Ciri’nin eğitimi sırasında Lambert’ın gelip bunlar ucuz şeyler gerçek eğitim yapmayacak mısın demesiyle öyle olduğu ortaya çıktı. Orada aha kızı cidden zorlu bir eğitime sokacaklar diye düşünmeme rağmen Ciri’yi çocuk parklarındaki parkurlardan hallice bir alana götürdüler. Yapılan hareketler yine tehlikeli olabilir evet ama o durmadan bahsedilen on çocuktan sekizinin öldüğü meşhur witcher eğitimini biraz ucuz göstermişler. İlerleyen kısımlarda Triss’in Geralt’ın isteği üzerine Kaer Morhen’e gelmesiyle belki burada az eğitimini görürüz diye düşünmüştüm. Triss karakterininin Witcher’lar ve Ciri ile dinamiğini beğensem de Triss’in gelişi Ciri’nin eğitimden çok yeni Witcher’ların üretimi hikayesine ve Yennefer, Fringilla ve Francesca üçlüsünün bu sezon ana olayı olan Voleth Meir hikayesine Geralt ve Ciri’yi daha çok dahil etmek için kullanılmış.

Yennefer demişken tüm bu olaylar yaşanırken o da boş durmuyor. Sodden Tepesi Savaşı’ndan sonra kendisini Nilfgaard’lılar tarafından esir alınması yetmemiş gibi kendisini esir alan Nilfgaard’lıları da Elf’ler esir alıyor. Geçen sezon büyücülere verilen ağırlık bu sezon Nilfgaard ve Elf’lere verilmiş gibi duruyor. İlk sezon sadece bir zamanlar ezilmiş ve gücü bulunca tüm dünyayı fethetmek isteyen kötü bir ülke olarak gösterilen Nilfgaard’ı ‘’Beyaz Alev hepimizi yargılayacak’’ gibi bir mottoyla ilerleyen tüm ülkeleri fethedip düzen getirmeye kararlı bir ulus yaparken ülkesinin hedefleri uğruna büyü yeteneği olan insanları canlı canlı yakıp onları silah olarak kullanmak gibi her türlü pisliği yapabilecek olan Cahir ve Fringilla karakterleri için de yeterince süre ayrılmış. Ayrıca ilk sezonda alay konusu olan çöp poşetine benzeyen Nilfgaard zırhları yerine daha düzgün bir orta çağ zırh tasarımına geçilmiş.

Elfler konusunda ise ilk sezon buralar bizimdi siz insanlar siz bunu bizden çaldınız şimdi sizi arada tek tek sıkıştırıp öldürüyoruz hikayesinde kalmayıp daha farklı yerlere ilerletme gibi bir eğilimleri var gibiydi ama dizinin sonunda Francesca ve Elfler hikayesini yine aynı arada bir köylüleri öldürüyoruz kısmından çıkaramamışlar gibi duruyor olsa da Istredd karakterinin onların hikayesine katılmasıyla belki gelecek sezonlarda insan köylüleri öldürelim hikayesinin ötesinde işler görebiliriz gibi duruyor.

Yennefer’in kısımları bunlarla sınırlı kalmıyor tabii bu kadar olay yaşayıp sağ bir şekilde evine dönünce hain olmadığını kanıtlamak için Nilfgaard komutanı Cahir’i öldürmesi isteniyor mantıklı olarak. İlk sezon boyunca gerektiği durumda elini kana bulamaktan çekinmeyen Yennefer ise tek bir hareketiyle çoğu problemlerinden kurtulup belki de konseydeki düşmanlarının sonunu getirebilecekken Cahir’i öldürmeyip onunla birlikte kaçmayı seçiyor. İki ülke kralının ve muhafızlarının ve muhtemelen konseydeki en güçlü büyücülerin çoğunun bulunduğu yerden sadece iki tane kamp ateşini devirip kaçıyorlar ve kimse yakalayamıyor onları. Bu gerçekçi hikaye burada bitmeyip Yennefer’in Cahir’le birlikte dikkat çekmeden şehirden kaçma planları yaparken Yennefer’in cebinde o kadar altını olmasına rağmen anladığım kadarıyla gözlerinin rengiyle uyuyor diye parlak mor kumaştan yapılmış pelerinini giymeye devam ederken dikkat çekmemeye çalışmasıyla da devam ediyor. Bu tuhaflıkları saymazsak fena olmayan Yennefer ve Cahir’in kısımları Jaskier karakteri dahil olunca benim de yüzüm Yennefer’in yüzü gibi güldü. İlk sezonda Geralt’ın onu terk edişinden sonra yaptığı en iyi şeyi yapıp Geralt’la kendisi için bir ayrılık şarkısı yazması dizinin en güzel olayı olabilir. Sezon boyunca Geralt ve Vesemir, Ciri ve Triss gibi fena olmayan ikililer görsek de bu sezon favori ikilimin Yennefer ve Jaskier olacağı aklıma gelmezdi. Oyuncuların güzel uyumu ile karakterler arası konuşmaların güzel yazılmasıyla birlikte çok tatlı bir dinamik ortaya çıkmış.

Tabii bu buluşma kısa sürüyor çünkü Yennefer 100 yıllık ömrü boyunca bu dönemde yaşayan insanların birçoğuna güvenmemesi gerektiğini öğrenemediğinden yakalanıyor ve bu durumdan kurtulabilmek için tek çaresi olan Voleth Meir’le anlaşma yapıyor. Anlaşmanın şartları gereği Ciri’yi bulmaya gidiyor ve Geralt’la karşılaşıyor ve Geralt hakkında tek sorunum burada yaşanıyor. Sezon boyunca karşılaştığı kişi eski bir dostu da olsa Ciri’de olsa ortada şüpheli bir durum varken asla sorgulamayı bırakmayan Geralt gittikleri her yerde Ciri’yi arayan ve ondan faydalanmak isteyen kişilerle karşılaşmasına rağmen Yennefer’ı yani istediğini elde edebilmek için birçok şeyi feda edebileceğini ve son ayrılıklarının hiç de tatlı olmadığını bildiği kadını görünce ben buraya iyileşmeye geldim bahanesiyle ikna olabiliyor. Buna belki öldüğünü sandığı biricik aşkını tekrar gördüğündeki anlık sarhoşluk diyebiliriz ama ben bunu pek yemedim. Sonrasında tabii klasik ihanet devamında da Yennefer’ın her zaman istediği çocuğun aslında Ciri olabileceğini fark edip yaptıklarından pişman olduğunda onları kurtarmaya sadece tek atla bu kadar yolu gelip nasıl yetiştiklerini hiç anlayamadığım Geralt ve Jaskier geliyor.

Son olarak finalde de Yennefer’ın kendini affettirebilmek ve Ciri’yi kurtarabilmek için bulunduğu fedakarlık sayesinde ana üçlümüzün Voleth Meir’i durdurmasının ardından hikayenin Wild Hunt’a bağlanması kaynak materyalde bulunmayan hoş bir değişiklik olmuş. İlerleyen sezonlar Wild Hunt’la beraber Philippa ve Dijkstra’nın planları, Nilfgaard İmparatoru’nun Ciri’nin babası çıkması ve Ateş büyücüsü ve Lydia’nın gizemli patronundan tutun krallıkların ortak konseyinin Ciri’nin peşine düşmesi gibi gelecek sezon için ilgi çekici yeni olaylar eklenmiş oldu.

Dizi hakkında spoilerlı düşüncelerim de bu kadar. Üstte de fark etmiş olabileceğiniz gibi Geralt’dan bu sezon pek bahsetmedim. Sebebi iste karakteri bu sezon pek çok kez görüyor olsak da hikayeyi şekillendiren karakterler genelde Ciri ve Yennefer oluyor. Geralt’ın diğer iki karakterimizden kopup Istredd’la birlikte yeni karşılaştıkları canavarları araştırdıkları kısımlar gibi küçük anlar olsa da Geralt’ı daha çok olayların sonunda ya canavarla ya da Ciri’yi kaçırmaya çalışan kişilerle dövüşürken görüyoruz. Hikaye boyunca da bol bol yaratık gördüğümüzden Henry Cavill’dan mahrum kalmıyoruz.