Brand New Cherry Flavor İncelemesi

Günümüzün en büyük dijital platformu olan Netflix’te herkesin damak tadına göre bir içerik bulmak mümkün. Özellikle orijinal işlerinde Stranger Things’den The Crown’a kadar farklı tarzlarda çok fazla dizi ve film var. Başka ülkeler için bu durum ne kadar geçerli bilmiyorum ancak platformun Türkiye kataloğunda korku janrı maalesef çok zayıf. Bu türde çok az film varken dizilerde ise orijinal Netflix işi yok denecek kadar az. Geçtiğimiz günlerde çıkan Brand New Cherry Flavor ise orijinal korku dizisi boşluğunu hakkıyla dolduran bir iş.

Brand New Cherry Flavor Konusu

Bir yönetmen olan Lisa Nova (Rose Salazar) çektiği etkileyici bir kısa filmle yapımcı Lou Burke’un (Eric Lange) radarına girer. Los Angelas’a gelen Lisa burada arkadaşlarının yanında kalırken Burke ile filmi uzun metraja dönüştürmek için anlaşırlar. Fakat Burke’ın tacizine uğrayan Lisa’nın filmi elinden alınıp farklı bir yönetmene verilir. Lisa ise intikam için Boro (Catherina Keener) adlı bir cadı ile anlaşıp Burke’ı lanetlemeye karar verir.

Vahşet, Mide Bulantısı, Göndermeler ve Kediler

Brand New Cherry Flavor, bulunduğu janrın hakkını sonuna kadar veriyor. Dizi, gerçekten elini hiç korkak alıştırmıyor. Bolca David Lynch ve David Cronenberg esintileri içeren yapım, bazı zamanlarda onları bile mumla aratır hala getiriyor. Uzun zamandır görsel olarak bu kadar iğrençlik barındıran bir dizi izlememiştim. Klasik kan ve parçalanan organlar olsa da buna ek olarak yenilen iğrenç yemekler ve solucanlar, örümcekler de dizide bizi bekliyor.

Dizinin açılış sekansı, Lynch’in Lost Highway filminin açılış sekansı ile bire bir aynı. Lisa’nın Boro ile tanıştığı sahne ise Lost Highway filmindeki Gizemli Adam sahnesi ile aynı. Ve tabi dizinin posterinde de yer alan, Lisa’nın elinde kamerayı tuttuğu sahne de Gİzemli Adam’ın kamera tutmasına bire bir benziyor.

Yine bir Lynch filmi olan, (belki de en ünlüsü) Mulholland Dr. filmine bolca referanslar var. Orada da Hollywood’a yeni gelen genç bir kız kendini enteresan olayların içinde bulurken benzer olaylar Brand New Cherry Flavor’da da oluyor. Palmiye ağaçlarının çekimleri de Mullholland Dr.’a bir gönderme. Lynch’in filminde kısa ama etkili bir rolü olan bir oyuncu da dizimizde kısa ama ekili bir role sahip.

Sam Raimi’nin Drag Me To Hell filmi de odağına aldığı cadı öyküsü ile dizimizin ana referans kaynaklarından birisi. Cronenberg göndermeleri ise diziyi izlediğiniz an fark edeceğiniz detaylar. Bir karakterin vücudu trans geçiriyorsa, iğrenç bir hal alıyorsa bilin ki Cronenberg’in gölgesi oradadır. Bu da bizi dizinin fiziksel korku ögelerine getiriyor.

Belki de Brand New Cherry Flavor’ın insanları en rahatsız edici tarafı Lisa’nın sürekli kedi kusması olabilir. Sık sık ağzından beyaz kediler kusan birini izlemek bazı seyircileri zorlayabilir. Karakterlerimizin vücutları sürekli deforme oluyor, pek alışık olmadığımız haller alıyor. Bu tarz çok fazla sahne var. Bu sebeple midesi sağlam olmayanların bu diziden uzak durması gerekir.

Karakterler ve Oyuncular

Lisa Nova’yı oynayan geçtiğimiz senelerde çıkan Alita filmi ile kendini çoğu seyirciye tanıttı. Hiçbir zaman A klasman bir oyuncu olamayacak gibi. Ne o kadar yetenekli ne de o kadar güzel. Ama korku ve bilim kurgu janrında önü açık. Özellikle devasa gözleri bu dizide de çok etkili. Alita’daki rolünü almasını sağlayan etmenlerden biri de anime kızları kadar gözlere sahip olmasıydı. Burada da sürekli odağınız gözlerinde. Oynadığı karakter ise ilk başlarda empati kursanız bile belli bir yerden sonra kahramandan çok kötü karakter oluyor. Geri dönüp baktığımda Lisa Nova’nın direkt olarak hikayenin baş “kötü” karakteri olduğunu söyleyebilirim.

Fakat son bölümde karakterin aldığı bazı kararların Lisa’nın kişiliğine çok aykırı olduğunu düşünüyorum. Yavşak yapımcımız Lou Burke ise bu yolculuk sırasında Lisa’nın tam tersi bir gelişim sergiliyor. Hem iyi yazılmış, hem de Salazar’a kıyasla çok daha iyi oynanmış bir karakter. Belli bir yerden sonra Burke karakterine acımaya başlıyorsunuz. Boro’yu canlandıran Caherine Keener ise oynadığı karakterin hakkını vermiş. Karakter belki yazıldığı zaman (Brand New Cherry Flavor, 1996 yılında çıkan bir romandan uyarlama) daha ilginç olabilir ama şu anda çok klişe – tatlı, yaşlı bir cadı tiplemesi- kalmış. Ama karakterin kendisi gerçekten etkileyici bir kötü.

Ana karakterlerin dışında bazıları iyi bazıları kötü yazılmış karakterlerimiz var. Brand New Cherry Flavor, bu yan karakterlerin kimisi de iyi bir şekilde tanıtıyor. Bu karakterler çok iyi yazılmamış olsa da hepsinin kendi karakteristik bir tarafı var. Belki hepsinin ismini hatırlamazsınız ama kimseyi de birbirleri ile de karıştırmazsınız. Yüzü tamamen bandajlı birinden tipik bir Hollywood oyuncusu görünümdeki bir erkeğe, dizi karakterleri dış görünüşleri açısından da yansıtmaya çalışıyor. Bahsettiğim dış görünüş farklılığı da diziyi takip etmeyi kolaylaştırıyor.

Yönetmenlik ve Senaryo

Dizilerde genellikle yönetmenler öne çıkmaz. Burada olduğu gibi çoğu dizide tek bir yönetmen olmaz. Fakat filmlerde yönetmen neyse dizilerde de yapımcı – showrunner – yazar odur. Burada o koltukla Nick Antacosta var. Daha önce Channel Zero gibi çok övülen bir korku işini üstlenmiş birisi kendisi. O diziyi izlemesem de burada ekibiyle beraber fena olmayan bir iş çıkardığını söyleyebilirim. Açıkçası ortada örnek aldıkları Lynch, Cronenberg ya da Sam Raimi işlerinde olduğu kadar etkileyici bir yapım yok. Fakat burada dizilerin bütçesini de hesaba katmak gerekiyor. Beş buçuk saat süren bir dizide bütçe ile beraber görsel işçilik ve prodüksiyon kısmındaki eksiklikler affedilebilir. Yine de bu açılardan daha iyi bir dizi olabilirdi. Brand New Cherry Flavor’ın eksikliklerinden birisi bu.

Senaryoya bakarsak, fena olmasa da bazı sıkıntılar var. Ana karakterlerin motivasyonları bazı noktalarda yetersiz kalıyor. Dizinin odağına aldığı iki şey var. Biri, Lisa’nın çektiği ve bütün bu olayları başlatan gizemli kısa film. Diğeri de Lisa ve Boro’nun cadı işleri. Dizi cadılık kısmını başarılı bir şekilde anlatsa da kısa film konusunda aynısını söyleyemem. Dizideki kısa film benim aklıma rahmetli Joel Schumacher’ın güzel filmi 8 MM’ı getirdi. Orada karakterlerimiz “snuff” türündeki bir filmin izini sürüyorlardı. American Horror Story 4. sezonunda da bir snuff film işleniyordu. Burada bahsettiğim yapımlara bazı “göz kırpmalar” yer alsa da bu konunun tam manasıyla hakkını verememişler. Belki de snuff gibi aşırı gerçekçi bir öykü ile cadılık aynı anda gitmiyor.

Dizinin Atmosferi ve Diğer Detayları

Yönetmenlik ve görüntü yönetmenliği hiçbir zaman çok yukarıda olmasa da dizi boyunca sizi içine alan bir atmosfer yaratılmış. CGI kullanımının bariz olduğu tek bir karakter var, geri kalan yerlerde ise CGI mı plastik efekt mi net ayırt edemiyorsunuz. Bu da demek ki efekt departmanı parasını hak etmiş. Korku işlerinde plastik efekt makbuldür. Dizinin sağladığı mide bulantısında da bu efektlerin payı büyük. Makyaj ve kostüm tasarımına gelince, Brand New Cherry Flavor’da öne çıkan bir yönleri yok. Müzikler ise vasat. Dizi için bestelenen birkaç güzel müzik olsa da kullanılan cover’lar iyi değil. Orijinal müzikler ise pek akılda kalıcı değil.

Sonuç

Brand New Cherry Flavor, sağlam 3 başrol oyuncusu, enteresan olay örgüsü, mideyi zorlayan elementlerle son zamanlarda korku janrında izlediğim etkileyici dizilerden biri. Mükemmel değil, birazcık yavaş başlayıp son bölümlere doğru ritmini buluyor. Son bölüm de biraz sıkıntılı, karakterlerle ve olay örgüsüne aykırı durumlar var. Ancak sonuç olarak korku janrına ilginiz varsa ve mideniz sağlamsa kesin bir göz atın.

Sitemizdeki yer alan diğer incelemelere buradan ulaşabilir, mini dizi ve film incelemelerimizden haberdar olmak için de buraya tıklayarak Letterboxd hesabımızdan bizi takip edebilirsiniz.