Film 26. yüzyılda, çöküş adı verilen 300 yıl önceki büyük savaş sonrası yok olmanın eşiğine gelmiş, sosyal sınıflar arası uçurumun olduğu bir dünyada geçiyor. Hikayede Alita, son uçan şehir Zalem’in çöplerinin arasında sevgili doktorumuz Ido tarafından bulunur ve Ido’nun kendi kızı için tasarladığı siber beden sayesinde hayata tutunmayı başarır. Bu noktada geçmiş yaşamına dair hiç bir anısı olmayan Alita ve kızını kaybetmesi üzerine büyük acılar çeken doktor Ido arasındaki baba-kız ilişkisi, anlamsız aksiyon filmi izlemeyi bekleyenler için sürpriz olabilecek kalitede. Alitayı canlandıran Rosa Salazar elinden geldiğince sergilediği iyi oyunculukla tanımadığı dünyadaki bazen çaresiz kalan bazen de cesaretiyle zorlukların üstesinden gelen kız rolünü gayet iyi sırtlanmış. Hikayeye yeniden dönecek olursak Zalem’in burjuvasının yaşaması için her türlü zorluğu çeken Metal Şehir vatandaşlarının kötü hayatları iyi yansıtılmış ama yaşayan bir şehir hissiyatını pek veremiyor bize.
Kızının hastalığı yüzünden Zalem vatandaşlığından atılan Ido ve eşi Chiren’in kendi yöntemleriyle hayatta kalma çabaları toplum içindeki sınıf ayrılıklarını özetler nitelikte. Ido, Zalem’in sömürdüğü insanlara yardım etmeyi seçerken Chiren ise Zalem’e dönmek için her yol mübahtır mottosuyla hareket ediyor. Metal Şehri vatandaşlarının Zalem’e gidebilme yolunun Motorbol adı verilen spordan geçmesinden ötürü halkın kendini cyborglaştırması ve cyborg halkın diğer insanlar tarafından dışlanıp çoğunun avcı-savaşçı adı verilen kanun sağlayıcıları konumuna gelmeleri Metal Şehrinin pis yüzünü ortaya seriyor. Kızını da yardım ettiği bir motorbol oyuncusu tarafından kaybeden Ido’nun kendi iç şeytanlarıyla savaşı ve bu yolda avcı-savaşçı olup yardıma muhtaç insanlara hem doktorluk hem de adalet savaşçısı hizmeti vermesi karakteri farklı açılardan tanımamıza olanak sağlıyor. Alita’nın ise geçmişini hatırladıkça bir zamanlar Zalem gibi uçan şehirlerin en büyük düşmanı olmasını öğrenmesi ve avcı-savaşçı olup arka sokaklarda cyborg öldürmesini aceleye getirilmiş buluyorum. Aynı zamanda Hugo karakteri ile olan aşk hayatı yeri geldiğinde toplumsal çıkarımlar yapacak kadar etkileyici şeyler sunsa da genel olarak zaman kaybından başka bir şey değil.
Hugo ve Chiren’in organ kaçakçılığı, asla iki dakikadan fazla göremediğimiz filmin kötüsü olan Vector ve Zalem’in dünya üzerindeki yansıması olan Nova konularının çok hızlı bir şekilde atlanması hikaye açısından boşluklar yaratsada mükemmel gözüken aksiyon sahneleri sayesinde film ivme kaybetmeden ilerlemeye devam ediyor. Son perde de Hugo’nun başına gelen talihsiz olaydan sonra intikam ateşiyle yanan Alita’nın profesyonel motorbol oyuncusu olması ve Zalem’ı yıkma planları sırasında hikayenin yarım kalması film sonunda hafif bir tatsızlık verse de mangayı okumuş olmaktan dolayı sonraki filmde olacakları merakla beklememe engel olmuyor.
Alita: Battle Angel
Yönetmenlik - 7
Teknik Başarı - 8
Hikaye - 7
Giriş - 6
Gelişme - 8
Sonuç - 7
Anlatı - 7
Oyunculuk - 8
Orijinallik - 6
Düşündürebilme Yeteneği - 7
Müzik ve Ses Miksajı - 6
7
Sinemada izleyin!
Yaşadığınız şehirde Imax salonu varsa kesinlikle Imax olarak izlemenizi öneriyorum, pişman olmayacaksınız.
