İncelemeOyun

I Am Dead: Anılar, Eşyalar ve Ölüm

What Remains of Edith Finch, Outer Wilds ve If Found… oyunlarının yayıncısı Annapurna Interactive, geçtiğimiz haftalarda yeni oyunları “I Am Dead”i yayınladı. I Am Dead, daha önce Hohokum ve Wilmot’s Wareouse adlı oyunlarda birlikte çalışan Richard Hogg ve Hollow Ponds ekibi tarafından geliştirildi. Bu ekip, yeni çıkardıkları oyun ile beni hem gelecekteki işleri açısından heyecanlandırdılar hem de geçmişlerine dönüp şimdiye kadar yaptıklarını inceleme merakı oluşturmayı başardılar. Yazının giriş kısmını daha da uzatmadan oyun hakkında konuşmaya geçelim.

Başlangıç Sekansı

I Am Dead, tuhaflıklarla dolu bir oyun için doğal bir başlangıç yapmaya çalışıyor. Oyunun ana karakteri -ve oyunun isminden tahmin edebileceğiniz üzere ölü- olan Morris Lupton ile karşılaştığımız ilk anlarda yaşadığı adayla ilgili düşüncelerini öğrenmekle kalmıyoruz. Hikayede büyük bir yer alacak yanardağ ile tanışıyor, oyun boyunca bize rehberlik edecek -ancak kendisi de ölü olan- köpeğimiz Sparky’yi anıyor ve yanardağı durdurmak için ilk durağımız olacak Shelmerston Deniz Feneri’ne bir bakış atıyoruz.

Daha sonra ise Morris Lupton’ın yaşarken çalıştığı Shelmerston Müzesi’ne gidiyoruz. Burada Morris’in öldükten sonra kazandığı, nesnelerin içini görebilme gücü ile biraz oyalanıyor ve bu sayede köpeğimiz Sparky’nin hayaleti ile iletişime geçiyoruz. Oynanışın temel mekaniğine de burada bir bakış atmış oluyoruz: anılara bağlı nesneler sayesinde ölüler dünyası ile iletişime geçiyoruz.

I Am Dead

Hikaye

Biraz da I Am Dead’in hikayesinden bahsedeyim. Oyunda Shelmerston adlı rengarenk ve capcanlı bir adadayız. Morris Lupton, yani oynadığımız karakter de bu adanın müze küratörü. Adada asırlardır faal olmayan bir yanardağ uyanmaya başlıyor. Hayalet köpeğimiz Sparky’nin anlattığına göre bunun nedeni de adanın “Custodian”ı yani koruyucusu gittikçe yorulduğu için yanardağ aktif hale geliyor. Biz de adaya yeni bir Custodian bulmaya çalışıyoruz. Bu yolda başka hayaletlerle yani “Prospect”ler ile karşılaşıyoruz. Hikaye şu haliyle bile tuhaf geldiyse endişelenmeyin. Oyunun ana karakteri Morris Lupton da tüm bu öğrendiklerini oyun boyu sindirmekte güçlük çekiyor. Böyle bir hikayesi olan bir oyunda oynanışı hem yormayacak hem de oyuncunun ilgisini kaybetmeyeceği bir noktada tutmayı tercih etmiş I Am Dead. Bunu nasıl başardıklarını anlatayım.

I Am Dead

Oynanış

Oynanış, iki temel boyuta sahip. İlki ve oyunun büyük çoğunluğundaki hali “slicing” dediğimiz, eşyaların içlerini görüntülemeye yarayan bir özellik. Bu şekilde ihtiyacımız olan nesneleri bulmak için kutuların, çantaların, masaların ve daha pek çok şeyin içine bakabiliyoruz. Oyun bu mekaniği üç amaç ile kullanmamıza olanak sağlıyor. Biri, zaten oyunun temel amacına bağlı. Yani hayaletler ile iletişime geçmek için topladığımız nesneler. Bunun yanında Grenkin denilen ve şans getirdiğine inanılan büyülü canlılar var.

Bunları köpeğimiz Sparky’nin uyarıları sayesinde objeleri belli açılara getirerek ortaya çıkarıyoruz. Bir diğeri de uğradığımız yerdeki bulmaca çözmemizi isteyen varlıkların isteği doğrultusunda geliyor. Yani temelde çok basit olan bir mekaniği zekice şekillerde zenginleştiriyor. Bir diğeri ise bölüm sonlarında Sparky olarak aradığımız ruhların parçalarını toplayıp bir araya getirmekten oluşuyor. Bu kısımların çok kısa sürdüğünü tekrardan söyleyeyim.

I Am Dead incelemesi

Müzikler

Oyunu müzikler ve ses tasarımı konusunda da takdir ettiğimi söylemem gerek. Eşyaları ararken bulunduğumuz yerlerin atmosferine uygun ve güzel şarkılar eşlik ediyor, bu şarkılar da asla baş ağrıtacak ya da bıktıracak bir noktaya ulaşmıyor. Oyunda bulduğumuz Grenkin’lerin tamamını görebildiğimiz bir menü de bulunuyor. Ve bu menüde hareketlerini izleyip seslerini dinlemek bile oyunda canınızın istediği anlarda birkaç dakika oyalanmanızı sağlıyor.

iad4 I Am Dead: Anılar, Eşyalar ve Ölüm

Shelmertson Adası

Oyun geçtiği bölgeyi size yaşatmak konusunda başarıya sahip. I Am Dead oyununda ilerledikçe adanın ne kadar canlı olduğunu daha da anlıyorsunuz. Tanık olduğunuz hikayelerde karşılaştığınız karakterlerle, adadaki hayatı etkileyen olaylar ile Shelmerston adasının tarihine bir bakış atmanızı sağlıyor oyun. Örnek vermek gerekirse adada gelenek haline gelmiş bir avlanma kültürü var. Farklı hikayelerde bu avlanma kültürünün nasıl ortaya çıktığını, kimlerin nasıl engellemeye çalıştığı hakkında bilgi sahibi oluyorsunuz.

I Am Dead hakkında en çok hoşuma giden şeylerden biri de oyunun size hikayeyi sindirebilmeniz için istediğiniz kadar vakit sunması. Ve bu vakti de oynanışa eklediği yan ögeler sayesinde dolu dolu bir şekilde de geçirebilirsiniz. Yani nasıl ve ne kadar sürede tamamlamak istediğiniz tamamen size kalmış. Sonuçta ana kahramanımız ölü olduktan sonra vaktin pek de bir önemi kalmıyor.

iad5 I Am Dead: Anılar, Eşyalar ve Ölüm

Son Yorumlar

I Am Dead, tek bir oyun mekaniğine bel bağlayıp bundan size ilginç bir deneyim sunmasıyla takdire şayan. Hayat ve ölüm konusunda oyun boyunca söylenen şeyler ile de sizi kasvete sürüklemeden bu konular üzerine farklı pencerelerden bakmanızı ve düşünmenizi sağlıyor. Yaratılan Shelmerston adası ve kültürü de oyunu bitirdikten sonra da aklınızda kalacak bir yer olmayı başarıyor.

I Am Dead

I Am Dead - 7.8

7.8

Enteresan ve keyifli.

Farklı bir oyun deneyimi sunan I Am Dead, ilginç bir hikayeyi de eksik etmiyor.

Yiğit

Yazar/editör.

Düşüncelerini bizimle paylaş! ✍️

Başa dön tuşu