To All the Boys 2: P.S. I Still Love You

To All the Boys I’ve Loved Before, 2018 yılında Netflix üzerinden yayınlandığında büyük bir kitleye ulaşmış, filmin başrol oyuncuları Noah Centineo ve Lana Condor’a büyük bir ün getirmişti. Bunun yanı sıra Netflix kısa sürede serinin diğer kitaplarını da filmleştireceklerini duyurmuştu. Kısa süre içinde serinin kalan filmleri art arda çekilip tamamlandı. Bir buçuk yıl gibi bir aranın ardından serinin 2. filmi To All The Boys 2: P.S. I Still Love You, sevgililer gününe iki gün kala yayınlandı. Bense sevilen serinin yeni filmini vakit kaybetmeden izleyip sizler için yorumladım.

Açıkçası filmi yorumlamaya geçmeden önce belirtmek istiyorum ki ben Netflix’in romantik komedi filmlerinin büyük bir hayranı değilim. Çünkü bu filmlerin her ne kadar çok izleniyor olsalar da çoğunun formülize, klişe ve ruhsuz olduklarını düşünüyorum. Tabii bunda Netflix’in benzer hikâyelere sahip filmlerde Noah Centineo ya da Vanessa Hudgens gibi aynı oyunculara sürekli başrol verme eğilimi de etkili olabilir.

Fakat To All the Boys P.S. I Still Love You sanırım bir kitap uyarlaması olmasının da etkisiyle daha doğal bir hikaye anlatıyor.

Filmin Hikayesi

Kısaca filmin hikayesinden bahsedecek olursak, Lara Jean ve Peter birbirlerine duygularından bahsedip çıkmaya başlayalı kısa bir süre olmuştur. Lara Jean, kendisi ilk kez gerçek bir ilişki yaşadığı fakat Peter’ın bunları daha önce Gen ile de yaşadığını bildiği için gergindir ve içten içe kendisini Gen ile kıyaslamaktadır. Bu sırada Lara Jean kardeşi Kitty’nin sahiplerine gönderdiği aşk mektuplarından 5. ve sonuncu mektubun sahibi John Ambrose’tan bir mektup alır. Mektubu yanıtlayıp yanıtlamamak arasında git gel yaşarken gönüllü olarak çalışmaya başladığı huzurevindeki bir diğer gönüllünün de John Ambrose olduğunu öğrenmesi ve Peter ile ilişkilerinde sorunlar yaşamaya başlamalarıyla Lara Jean’in kafası karışır.

Filmle İlgili Yorumum

Normalde romantik komedi filmlerinde esas çiftin kavuştuktan sonra neler yaşadıklarına tanık olmayız. Sonsuza dek mutlu yaşadıklarını düşünüp hikayeye nokta koyarız ama To All the Boys 2 için bunu düşünmek zaten mantıklı değil ki karakterlerimiz sadece 16 yaşındalar ve daha yaşayacakları çok şey var. Bu noktada bir romantik komediye devam filmi çekip sonrasında neler olduğunu anlatmak iyi bir fikir. Fakat filmin ilerleyişini göz önünde bulundurduğumuzda senaryonun bu konunun pek de altından kalkabildiğini düşünmüyorum.

Şunu da belirtmek gerek ki film türü itibariyle romantik komedi olmasına rağmen daha çok ilişki sancılarıyla geçiyor ve ilk filmin aksine komedi ögesinden tamamen uzaklaşıyor. Bunu yaparken de Lara Jean’in sahip olduğu çoğu sakar-şapşal özelliğinin bu filmle bir anda kaybolduğunu görüyoruz.

Senaryodaki bazı garip ve ‘cringe’ diye adlandırabileceğimiz sekansları Lara Jean’e odaklanıp karakterin 16 yaşında bir genç kız olduğunu ve hayatında ilk kez bir ilişki yaşayan biri olarak kafasının zaman zaman karışması ya da saçmalamasını kendi yaşı için gayet doğal ve hayattan kabul edebiliyoruz. Filmin aslında ana öyküsü olan hayatında sevdiği biri olmasına rağmen başka birinden daha etkilenmesi ve bu konuda ne yapacağını bilememesi de güzel bir tercih. Ama bunun uygulamada pek de iyi şekilde işlendiğini göremiyoruz maalesef. Üstelik bana göre bu ikinci film olmasına rağmen Peter’ı ve John Ambrose’u izleyici olarak pek tanımayı başaramıyoruz.

Film genel olarak LJ’e odaklanıyor ve onun dışındaki hiçbir şeyi detaylandırmayı başaramıyor. 100 dakikalık bir filmin içinde size hem iki insanın ilk randevusu, ilk sevgililer günü, ilk şükran gibi anları verip daha sonra da ilk kavgalarını ve ayrılışlarını izletiyor. Bunları yaparken de zamanı pek doğru kullanmayı başaramıyor. Yan karakterler sayıca az olmamasına rağmen filmde yeteri kadar yer almıyorlar. Filmin bu karakterlere vakit ayırmadığı halde bir yandan da onların ilişkilerini işlemeye başlaması açıkçası başarısızlıkla sonuçlanıyor. Özellikle Gen karakterini kullanımlarının oldukça başarısız olduğunu düşünüyorum.

Günün sonundaysa 365 derecelik bir tur atıp neredeyse ilk filmin sonunda bıraktığımız yere geri dönüyoruz ve kayda değer hiçbir şeyin yaşanmamış olması açıkçası beni hiç tatmin etmedi.

Filmde güzel bazı monologlar, çekimler ve müzik kullanımları bulunuyor. Klip olarak karşınıza çıkarsa belki sizde filmi izleme isteği oluşturabilecek sekanslar bunlar fakat bu güzel sahneler maalesef filmin bütünü içinde kaybolup gitmekten kurtulamıyor.

Kimler İzlemeli?

Bu tarzı seviyorsanız bu filmi de seveceğinize eminim, ayrıca film genç bir kitleyi hedefliyor. Bu nedenle lise çağındaki izleyici kitlesinin de izlerken hoş vakit geçireceğini düşünüyorum. Bunun dışında boş vaktinizi zihninizi yormayacak romantik bir şeyler izleyerek değerlendirmek istiyorsanız da filmi izlemeyi düşünebilirsiniz.

Birkaç Not:

• Serinin ilk filmi To All the Boys I’ve Loved Before, Netflix üzerinden 9 Mart’a kadar üyelik gerektirmeksizin ücretsiz olarak izleyebilirsiniz.
• Eğer okumak isterseniz serinin 3 kitabına da Pegasus Yayınlarından Türkçe olarak ulaşabilirsiniz. Kitapların adları sırasıyla
  • Sevdiğim Tüm Erkeklere
  • Not: Hala seni seviyorum
  • Her zaman ve Sonsuza Dek, Lara Jean
• Film serisinin son filmi olacak olan Always and Forever, Lara Jean’in çekimleri de tamamlandı.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.