EdebiyatİncelemeKitap

Tesadüf

Popgek ekibi olarak okuduğumuz romanları değerlendireceğimiz inceleme serimizin ilk konuğu Jamie McGuire‘ın kaleme aldığı Tesadüf adlı roman. Ülkemizde Yabancı Yayınları tarafından basılan eser, kısa bir aşk romanı.

“Bir şey hakkında düşünürsen o şey hakkında hayal kurmaya başlarsın. Ve bir şey hakkında hayal kurmaya başlamışsan elinden onun gerçek olmasını ummaktan başka bir şey gelmez.”

Kitabın Konusu:

Tesadüf; aynı gün, aynı küçük kasabada doğmuş ve aynı ismi paylaşan üç kız ile Weston adındaki bir çocuk etrafında ilerleyen bir hikayeye sahip.

Kısaca özetleyecek olursak; Erin M. ve Erin A., zengin ailelere sahip, güzel ve popüler ponpon kızlar. Easter olarak anılan ana karakterimiz yani üçüncü Erin ise okuldan sonra dondurmacıda çalışan, diğer iki Erin’in liderliğinde tüm okul tarafından zorbalığa uğrayan, uyuşturucu ve alkol sorunları olan bir anneye sahip, fakir bir lise son sınıf öğrencisi. Tek hayali liseyi bir an önce bitirip yaşadığı kasabayı terk etmek ve etrafındaki zorbalardan, onu umursamayan annesinden uzakta üniversitede yeni bir hayata başlamak.

Easter’ın hayatı, çocukluğundan beri ilgi duyduğu, Erin A.’in 8.sınıftan beri erkek arkadaşı olan Weston’ın ona karşı olan tutumunun farklılaşmasıyla değişmeye başlıyor. Biz de o andan itibaren yaşadıklarını okuyoruz.

Roman Hakkındaki Yorumum:

Kitabı okurken ilk düşündüğüm şey olayların fazla hızlı gerçekleştiğiydi. Bir romanın niteliğini belirleyen tabii ki kalınlığı değil. Fakat kitabın sayfa sayısının az olmasının negatif etkisini, bazı bölümlerin detaylandırılabilinecek iken yüzelsel şekilde geçilmesiyle hissediyorsunuz. Yazar, hikaye için aslında büyük olan olayları bir olayları bir ya da iki sayfada anlatıp bitiriyor. Her şeyin bu kadar çabuk ve yüzeysel diyebileceğimiz şekilde gerçekleşmesi de kitabı kolay unutulabilir kılıyor.

Aslında romanı, izlerken güzel vakit geçirebileceğiniz ama sonrasında hafızanızda pek de iz bırakmayan romantik filmlere benzetebiliriz sanırım.

Yazarın dili kötü değil, hikaye anlatımı ise akıcı. Kitabı daha detaylı yazmak istese de iyi bir iş çıkarırmış bana göre. Uzun bir romana başlamak istemediğiniz, elinizin pek kitaplara gitmediği bir dönemde size ilaç gibi gelebilir. Sonuçta hem zihninizi çok yormayacak hem de birkaç saat içinde okuyarak güzel vakit geçirebileceğiniz bir eser olduğu kanısındayım.

Yazımı sonlandırmadan önce, kitabı araştırırken aslında 2 de devam kitabı olan bir seri olduğunu keşfettiğimi de eklemek istiyorum. Fakat ülkemizde devam kitapları piyasaya sürülmemiş. Kitabın ilk basımının 2015 yılında olduğunu düşününce de devam kitaplarının Türkçeye bu noktada çevrilmesi biraz sürpriz olur açıkçası. Yine de kitaba bir şans verip severseniz, orijinal dilinde e-kitap olarak seriye devam edebilirsiniz.

Düşüncelerini bizimle paylaş! ✍️

Başa dön tuşu