Çizgi Romanİnceleme
Trend

City of Owls – Hikayenin Son Perdesi | 2. Bölüm

Hikayeyi okumadıysanız ya da hatırlamıyorsanız da sanırız artık hazırsınız. Öyleyse Batman’in New 52 macerasını başlatan Court of Owls ve City of Owls’un salt hikayesini konuşmayı bırakıp incelemeye başlayabiliriz.

Çizimler

Çizimlerden konuşmak gerekirse Greg Capullo’yu pek çok açıdan başarılı buluyorum. Batman çizimlerinin dinamik yapısı bence hikayenin gittiği noktaları anlatmak için yeterli oluyor. Fakat Capullo’nun insan yüzü çizimleri genelde çok genç karakterler gibi hissettiriyor. Hikayenin başlangıcında tanındık tüm Robin’ler ile tanışmış bir Bruce görüyoruz. Bu da uzun bir süredir Batman faal bir şekilde Gotham’ı koruyor demek. Bunu düşününce ben biraz daha olgun gözüken bir Bruce görmek isterdim fakat bu çok küçük bir şikayet ve hikayeyi pek de kötü etkilemiyor. Ancak bir not eklemem gerekirse -Capullo ve Snyder’ın tüm Batman serisini okumuş biri olarak- Capullo’nun çizimlerinin sonraki sayılarda her anlamda geliştiğini hissediyorum.

Baykuşlar Divanı’nın ve Talon’ların tasarımları ise tam olarak olması gerektiği gibi. Divan’ın maskeleri, yıllar boyu çok küçük değişiklikler geçirmiş ve buna rağmen hiçbiri birbirinden çok ayrı hissettirmiyor. Capullo’nun çizimleri ve Palensia’nın renklendirmeleri de Divan’ın sanki bir tekerlemeden fırlamış, sürekli sizi izleyen kötüler havasını yansıtmayı başarıyor. Talon’ların tasarımı da aynı şekilde benzer değişikliklerden geçmiş ve her biri hala Talon olmanın imzasını taşıyormuş gibi gözüküyor.

City of Owls

Hikaye

Hikayenin en önemli noktalarını ise yazıda zaten açıkladım. Konsept olarak yeni okurların ilgisini çekecek bir şey hikaye var elimizde hiç şüphesiz. Bir yandan da bence Snyder’ın bir hikayede Batman mitleri arasında çok fazla yeni şey kattığını ve bunların tamamının okuyucu tarafından rahatlıkla sindirilemediğini düşünüyorum. Geçmiş ile ilgili pek çok retcon var elimizde. Wayne ailesinin, Gotham’ın, Dick Grayson’ın mazisine dair öğrendiklerimiz o kadar birikiyor ki etkileyici bir bütün olmaktan kaçması an meselesi.

Bu dediklerimin yanında Baykuşlar hikayesinin temelindeki Gotham’ı benimsemiş Batman/Bruce Wayne’in birden bildiklerinin tepetaklak olmasını okumak da güzel. Buradaki eleştirim de bu hikayenin yeni okuyucular için bence biraz erken bir anda gelmesi. Sonuçta New 52, yeni bir kitle çekmek için yapılmış bir hamle. Bundan dolayı ilk Batman hikayesinde birden hiç bilinmeyen bir Divan’ın ortaya çıkması ve Bruce’un her şeyden şüpheye düşmeye başlaması, Batman okumaya bu hikaye ile başlamış olan insanlar için ne kadar etkileyici olacağına dair şüphelerim var.

Court of Owls’un başında Bruce’u sürekli Gotham’ın ne olduğu hakkında konuşurken görüyorduk. İşte City of Owls da buna Divan’ın cevabı diyebiliriz. Bruce’un üstüne bu kadar uğraştığı şehrin bambaşka bir yapı tarafından kontrol edildiğini öğrenmesinin hikayesi olsa da girdiği bir çok viraj var: March, Row, Grayson noktaları gibi. Hikayenin odağı daha çok Bruce’un üzerinde olsa çok daha anlamlı olacakmış gibi hissediyorum. Bir noktada Bruce’un küçükken ailesinin ölümünden Baykuşlar Divanı’nı sorumlu tuttuğunu da görüyoruz. Ancak haklarında hiçbir somut bilgiye erişememiş olması o zamandan beri kendisine bir travma yaratmış. Hem bu bilgiyi hem de Bruce’un Gotham üzerindeki kararlı atılımlarını düşününce Divan’ın birden ortaya çıkması Batman için çok sarsıcı olmalı. Court of Owls’daki labirent bölümünde öyle de oluyor. Fakat City of Owls’da fazlasıyla toparlanmış bir Bruce Wayne ile karşılaşmak bence bu sarsıcılığı bir miktar götürüyor.

City of Owls

City of Owls Yan Hikayeleri

City of Owls’un sonunda bu hikayeye ek olarak başka hikayeler de olduğundan bahsetmiştim. Jarvis Pennyworth hakkında olan bence hikayenin odağını şaşırtmaktan öteye gidemiyor. Freeze hakkında olan ise fena olmayan bir modern Freeze orijini ki çizimlerinin çok hoşuma gittiğini söylemem gerek. Harper Row yani Bruce’un labirentten kaçışı sonrası yardımına koşan kişiyi anlatan sayı ise içlerinden en beğendiğim hikaye. Bu tarz evrenlerdeki daha sıradan insanların başlarından geçenleri okumak hoşuma gidiyor. Harper’ın hikayesi de tam olarak böyle olmasa da benzer bir yapıda ve kardeşi ile olan dinamiği kendisini sevdirmeyi başarıyor.

Son Yorumlar

Bulunduğumuz yılın merceğinden bakacaksak genel olarak böyle bir hikaye olmasından memnun olduğumu söyleyebilirim. Daha önce de belirttiğim gibi temelinde basit ve güzel bir konsept var Divan ve Batman yüzleşmesinin. En büyük sıkıntım sanırım çok fazla şeyin çok aceleyle yaşanmış olması, ne kadar iki kitaptan oluşan bir hikaye olsa bile. Yakında gelecek DC oyunu Gotham Knights‘ta da Divan’ı göreceğiz. Daha çok City of Owls gibi Batfamily’nin mücadelesini de göreceğimiz belli. Ayrıca yeni Batman filminde de Divan’a dair bir şeyler göreceğimiz konusundaki teorileri şimdiden duymuş olduğunuzu düşünüyorum. Öte yandan filmin yönetmeni Matt Reeves’in -ki kendisi nelerden ilham aldığı konusunda şu ana kadar çok açık konuştu- bu konuda doğrudan bir ipucu verdiği olmasa da bir yanımda bu teorilerde bir doğruluk payı olmasını istiyor. Nihayetinde Baykuşlar Divanı, Batman mitlerine güzel bir eklenti ve insanın diğer mecralarda nasıl işlenebileceğini de merak ettiriyor.

Baykuşlar Divanı & Baykuşlar Şehri

Hikaye - 7
Kurgu ve anlatı - 7
Çizimler ve renklendirmeler - 7.5
Görsel tasarım - 8

7.4

Okunması gereken bir Batman hikayesi.

Batman mitlerine köklü ve detaylı bir eklenti olan Baykuşlar Divanı, yeni okuyucular için ideal bir giriş noktası olmayı da başarıyor.

Önceki sayfa 1 2

Yiğit

Yazar/editör.

Düşüncelerini bizimle paylaş! ✍️

Başa dön tuşu